Skip to main content

فَٱسْتَفْتِهِمْ
şimdi onlara sor
أَهُمْ
kendileri mi?
أَشَدُّ
daha çetin
خَلْقًا
yaratılış bakımından
أَم
yoksa
مَّنْ
kimseler (mi?)
خَلَقْنَآۚ
bizim yarattıklarımız
إِنَّا
elbette biz
خَلَقْنَٰهُم
onları yarattık
مِّن طِينٍ
bir çamurdan
لَّازِبٍۭ
yapışkan

festeftihim ehüm eşeddü ḫalḳan em men ḫalaḳnâ. innâ ḫalaḳnâhüm min ṭînil lâzib.

Allah'a eş koşanlara sor: Kendilerini yaratmak mı daha zordur, yoksa Bizim yarattığımız gökleri yaratmak mı? Aslında Biz kendilerini özlü ve yapışkan çamurdan yaratmışızdır.

Tefsir

بَلْ
hayır
عَجِبْتَ
sen şaşıyorsun
وَيَسْخَرُونَ
onlar ise alay ediyorlar

bel `acibte veyesḫarûn.

Evet; sen onlara şaşıyorsun, onlar da seni alaya alıyorlar.

Tefsir

وَإِذَا
ve ne zaman
ذُكِّرُوا۟
öğüt verilse
لَا يَذْكُرُونَ
öğüt almazlar

veiẕâ ẕükkirû lâ yeẕkürûn.

Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.

Tefsir

وَإِذَا
ve ne zaman
رَأَوْا۟
görseler
ءَايَةً
bir mu'cize
يَسْتَسْخِرُونَ
alay ederler

veiẕâ raev âyetey yestesḫirûn.

Bir mucize gördüklerinde onu eğlenceye alırlar.

Tefsir

وَقَالُوٓا۟
ve diyorlar
إِنْ
değildir
هَٰذَآ
bu
إِلَّا
başka bir şey
سِحْرٌ
bir büyüden
مُّبِينٌ
apaçık

veḳâlû in hâẕâ illâ siḥrum mübîn.

"Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi dirileceğiz?" derler.

Tefsir

أَءِذَا
zaman mı?
مِتْنَا
öldüğümüz
وَكُنَّا
ve olduğumuz
تُرَابًا
toprak
وَعِظَٰمًا
ve kemik
أَءِنَّا
biz mi?
لَمَبْعُوثُونَ
diriltileceğiz

eiẕâ mitnâ vekünnâ türâbev ve`iżâmen einnâ lemeb`ûŝûn.

"Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi dirileceğiz?" derler.

Tefsir

أَوَءَابَآؤُنَا
atalarımız da mı?
ٱلْأَوَّلُونَ
evvelki

eveâbâüne-l'evvelûn.

"Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi dirileceğiz?" derler.

Tefsir

قُلْ
de ki
نَعَمْ
evet
وَأَنتُمْ
ve siz
دَٰخِرُونَ
aşağılanacaksınız

ḳul ne`am veentüm dâḫirûn.

De ki: "Evet hem de zelil ve hakir olarak."

Tefsir

فَإِنَّمَا
sadece ibarettir
هِىَ
o (iş)
زَجْرَةٌ
korkunç sesten
وَٰحِدَةٌ
bir tek
فَإِذَا
hemen
هُمْ
onlar
يَنظُرُونَ
bakıp kalırlar

feinnemâ hiye zecratüv vâḥidetün feiẕâ hüm yenżurûn.

Tek bir çığlık. Hemen bakıp kalırlar.

Tefsir

وَقَالُوا۟
ve dediler
يَٰوَيْلَنَا
eyvah bize
هَٰذَا
bu
يَوْمُ
günüdür
ٱلدِّينِ
ceza

veḳâlû yâ veylenâ hâẕâ yevmü-ddîn.

Şöyle derler: "Vay bize! İşte bu ceza günüdür."

Tefsir